top of page

ROSA LUXEMBURG

Writer's picture: ab cdab cd

Polonyalı marksist devrimci ve kuramcı Rosa Luxemburg, 5 Mart 1871 yılında Yahudi bir ailede dünyaya gelmiştir. Düşüncelerini hayatının sonuna kadar savunmuş ve döneminde kendi sesini duyurabilen ilk kadınlardan biri olmuştur. Genç yaşlarından beri savunduğu sosyalizm, politik görüşleri nedeniyle 18 yaşında ülkesinden uzaklaşmak durumunda kalmıştır. 1889’da İsviçre’ye kaçan Luxemburg Zürih Üniversitesi’ne girip felsefe, politika, ekonomi gibi pek çok ilgili olduğu konuda eğitim görmüştür. Bundan yaklaşık dokuz sene sonra hukuk ve ekonomiden doktorasını tamamlamıştır.


1890’da Bismarck’ın sosyal demokrasiyi yasaklayan kanunun kaldırılması ardından sosyalist parlamentoya adım atmasıyla, parlamentoda daha aktif olabilmek amacıyla devrimci uçla arasına mesafe koymak zorunda kalmıştır. Bu durum Luxemburg ile benzer fikirlere sahip olan diğer devrimcileri rahatsız etmiştir. Almanya, Avusturya ve Rusya’da devrim olmadıkça Polonya’nın da özgürlüğüne kavuşamayacağını düşmesine rağmen çalışmalarına devam etmiştir. Görüşleri, milliyetçi görüşleri benimseyen Polonya Sosyalist Partisi ve daha sonra Rus sosyalist ortamlarla arasının bozulmasına neden olmuştur.


Uzun zamandır sevgilisi olan Leo Jogiches’le 1898’de Berlin’e taşınıp Alman vatandaşı olmuştur. İlerleyen yıllarda büyük katkılarda bulunduğu Alman Sosyal Demokrasi Partisi’ni yani SPD’yi kurmuştur. Zaman geçtikçe fikirleri de daha hızlı yayılmaya başlamıştır ve 1900 yılında artık Avrupa’nın sosyalist çevrelerinde adı hep duyulmaya başlanmıştır. Yazdığı makaleler, en çok da Edward Bernstein’ın düşüncelerini eleştirdikleri ün kazanmıştır. Militarizme karşıt ve işçi mücadelesine önem vererek genel grev taraftarı düşüncelere sahip olan Luxemburg partiyle zıt kalmıştır. 1904- 1906 arası tekrardan siyasi görüşleri yüzünden üç defa hapse alınmıştır ama bunlara rağmen düşündüklerini savunmaya yılmadan devam etmiştir.


I. Dünya Savaşı başlayınca SDP dahil milliyetçi bakış açısına yönelmeler görülmüştür ve bu Rosa Luxemburg’u sarsmıştır. 1 Ocak 1916’da Spartaküs Birliği adıyla anılmaya başlayan Internationale grubu, 5 Ağustos 1914’te Luxemburg’la benzer düşünceleri benimseyen yoldaşı Karl Liebknecht ile kurulmuştur.

Lenin’le aralarında görüş farklılıkları olmasına rağmen düşman değillerdir, hatta birbirlerine duydukları saygı arkadaşlıklarını doğurmuştur.Herkesin emperyalist hükümetlerine karşı mücadele içinde olması gerektiğini düşünmüştür. Luxemburg’un öncüsü olduğu grubun devlete karşı çıkmasına tepki olarak onu hapse atmışlardır. Hapisteki zamanını da politik görüşlerini açıklayan makaleler yazarak geçirmiştir. Spesifik olarak da Rus devrimini ve Bolşevikleri eleştirel bir şekilde ele almıştır bu makalelerde. Bu yazıları yoldaşları tarafından dışarıda yayımlanmıştır.


1918’de serbest bırakılınca yılmadan savunduklarının arkasında durmaya devam etmiştir ve Liebknecht desteğiyle Alman Komünist Partisi’ni kurmuştur. Kapitalizmle emperyalizme karşı bir görüşe sahip olan Luxemburg, sosyalizm ve demokrasinin beraber kullanılmasını savunmuştur. Kadın sorununun, faşizmin ve emekçi sorunlarının aynı düşmana sahip olması yüzünden beraber hareket edilerek kapitalizmin ortadan kaldırılması gerektiğine inanmıştır. Cinsiyet adaleti ve cinsel özgürlük ona göre ancak ekonomik adalet ve eşitlikle sağlanır.


Zamanında sağcı görüşe sahip olan Freikorps 15 Ocak 1919’da Luxemburg, Liebknecht ve Wilhelm Pieck’i tutuklamıştır. Pieck tek kaçmayı başarabilen olup Luxemburg ve Liebknecht işkencelere maruz kalmışlardır. Rosa Luxemburg’un bedeni nehre atılmıştır ve birkaç ay sonra bulunmuştur. Liebknecht ise kafasından silahla vurularak öldürülmüştür.


Lâl DİLTEMİZ


Kaynakça:

21 views0 comments

Recent Posts

See All

Comments


Post: Blog2_Post
bottom of page