“Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısım göklere yükselebilsin.”
-Mustafa Kemal Atatürk
Feminizm, Fransa’da filozoflar aynı zamanda da kadın yazarlarca ortaya atılan ve savunulan, daha sonraki yıllarda kadının siyasal ve toplumsal haklar bakımından erkekle eşit olması gerektiğini öne süren ve bunu gerçekleştirmeye çalışan bir akımdır. Kadınların haklarını tanıyarak bu hakların korunması amacıyla eşitsizlikleri ortadan kaldırmak ister. Kısaca feminizm dünyanın kadınlara karşı geliştirdiği bakış açısını değiştirmeyi ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamayı amaçlar ve temeli kadın özgürlüğüne dayanır.
“ Feminizm kadınları güçlendirmekle ilgili değil. Kadınlar zaten güçlü, dünyanın bu gücü algılama biçimini değiştirmekle ilgili.”
-G.D. Anderson
Feminizm, kökeni Latinceden gelen femina kelimesinden türemiştir. Femina, Latince’de “kadın” demektir. Bu kavramı ilk olarak filozof Charles Fourier kullanmıştır. Charles Fourier, sosyal olarak gelişmenin tek yolunun, kadınlara daha fazla özgürlük verilmesi olduğunu savunmuştur.
Feminizmin tarihi, Aydınlanma Çağı'na kadar uzanır. Aydınlanma Çağı'nın önemli düşünürleri olan Lady Marry Montagu ve Marquis de Condorcet, kadınların eğitim hakkını savunarak feminizm düşüncesinin temellerini atmışlardır. Bu düşünce, daha sonra bir felsefe haline gelmiş ve bugünkü anlamına ulaşmıştır.
Kadın ve erkek arasındaki toplumsal eşitsizliğin süregelmesi, feminizm hareketinin gerekli olduğunu gösterir. Kadınlar yaşam alanlarında gerçek bir eşitliğe sahip olmalıdır. Kadının toplum içindeki yeri iyileştirilmelidir. Özellikle ekonomi, sosyal ve politika alanlarında karşımıza çıkan bu eşitsizliklerden kurtulabilmenin yolu cinsiyet kaynaklı sorunların doğasını anlamaktan geçer. Bu nedenle feminizm aynı zamanda cinsiyetle ilişkisi olan unsurları araştırır, problemleri analiz eder ve çözümler bulmaya yönelir.
Feminizm her ne kadar toplum tarafından erkek düşmanlığı olarak kanıksansa da, feminizmin derdi erkekler değil, ataerkil yapılar ve söylemlerdir. Ezme ve ezilme ilişkisine bağlı ataerkil düzene karşı mücadele eder. Bu düzen bütün cinsiyetleri belirli bir kalıba sokar ona toplumsal roller verir: Kadını dört duvar arasına mahkum eder, özgürlüğünü kısıtlar, haklarını elinden alır; erkekleri daha güçlü, daha üstün kılar onların duygularını yok sayar…
“Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.”
-Mustafa Kemal Atatürk
“Kadın yanlısı olmak için erkek karşıtı olmanıza gerek yok.”
-Jane Galvin Lewis
“Kadını götürüp mutfağa ya da süslenme odasına kapatıyor, sonra da ufkunun darlığında şaşırıyoruz; kanatlarını kesiyoruz, sonra da uçamıyor diye yakınıyoruz.”
-Simone de Beauvoir
“Ben hiçbir zaman feminizmin ne olduğunu anlayamadım. Ancak şunu biliyorum ki beni kapı paspasından ayıran duygularımı açıkladığımda insanlar bana feminist dediler.”
-Rebecca West
Kadınlar gibi erkekler de feminist olabilir. Çünkü kadınların hapis olduğu bir toplumda gerçek özgürlükten bahsedilemez. Kadın hakları insan haklarıdır. Feminizm sadece kadınların değil bütün insanlığın mücadelesidir, yalnızca bir adalet arayışıdır.
“Kadınlar bütün baskı ve zulüm zincirlerinden kurtulmadıkça, özgürlükten bahsedilemez.”
-Nelson Mandela
Feminizmin ortaya çıkışı kadın hakları ve kadınların özgürlüğü ile ilgili olsa da, sadece bununla sınırlı kalmamıştır. Feminizm akımı, eşit bir dünyayı savunur. İlk ortaya çıktığı yıllardan itibaren de kölelik, eşit vatandaşlık hakları gibi konuların tamamında feministler bulunmuştur. Ayrıca sınıf mücadelesi, ırkçılığa karşı mücadele gibi önemli "insan hakları" konularının da gelişmesine katkı sağlamışlardır.
Kısaca feminizm toplumda cinsiyetleri, ırkları, görünüşleri, cinsel yönelimleri ve bunun gibi nedenlerden belirli bir kalıba konulan, ayrımcılığa uğrayan, özgürlüğünü yitirmiş, hakları ihmal edilmiş bütün insanların yanındadır. Onların sesidir. Feminizm gözünde bütün cinsiyetler, bütün ırklar, bütün cinsel yönelimler, bütün inanışlar ve dahası eşittir. Hiçkimse bir başkasından üstün değildir. İnsan insandır. Hepsi eşit muamele görmeyi hak eder. Feminizm sadece kadınların değil bütün insanların beraber mücadelesidir ve amacına ulaşana kadar da devam edecektir!
Leda MIHCIYAN
Kaynakça:
https://tr.wikipedia.org/wiki/Feminizm
https://www.hurriyet.com.tr/gundem/feminizm-nedir-feminist-ne-demek-40886339
çok açıklayıcı bir yazı olmuş. elinize sağlık